Başkanlık sistemi neyi çözer?

Hükümet sistemleri içinde parlamenter sistemin de, başkanlık sisteminin de başarılı olduğu ülkeler vardır, ancak bizim için esas mesele, parlamenter sistemin Türkiye'de neden başarısız olduğudur.

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 11 Ocak 2016 22:31, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Başkanlık sistemi neyi çözer?

Vedat Bilgin

İleride daha çok üzerinde durmayı düşündüğüm bu konu hakkında şimdilik şunun altını çizmem gerekir ki, parlamenter sistem bizde anti-demokratik siyasal ilişkilerin yapılaşmasına zemin teşkil ederek vesayet rejimi denilen militarizmin kurumsallaşmasına vesile olmuştur.

Cumhurbaşkanlığı müessesiyle militarist yapı meclisin üzerinde belirleyici bir konum elde ederek, bu yönde işlev görürken, yargı bir ideolojik mekanizma olarak buna destek olacak şekilde faaliyet göstermiştir. Meclis, bu çerçevede kurumsal olarak baskı altında tutulduğu sürece, millet iradesinin siyasete hakim olması mümkün olamamıştır. Türkiye'nin demokratikleşmesini geciktirmiş olan direnç noktalarından biri de budur.

Millet iradesini Meclis'te boğmak

Bu yapının çatırdaması, son yıllarda yaşanan değişmelerin sonucudur. Bu değişimin temellerinde yatan faktörlerden biri; hiç şüphesiz siyasaldır ve on yılı aşan zaman zarfında söz konusu yapıyı değiştirecek bir iradenin Meclis'te temerküz etmiş olmasıdır. Erdoğan liderliğindeki AK Parti'nin uygulamaya koyduğu demokratik reformlara, eski kurumsal yapıdan gelen reaksiyonlara karşı ortaya konulan siyasi tavır ve milli iradenin verdiği destek değişimin önünü açmıştır.

Diğer bir faktör ise toplumsaldır; "Türk toplumsal yapısında şehrin belirleyici olduğu ilişkiler düzeninin yükselmeye başlaması, bastırılmış köylü toplumun davranış biçimi olan içe dönük bir tutumdan, dışa dönük, verilene razı olmayan, talep eden yeni bir davranış biçimine geçilmesini mümkün kılmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasetteki liderliği ile toplumsal zemindeki bu değişim ivme kazanınca, Türkiye'nin parlamenter sisteminin iç çelişkileri bir anlamda açığa çıkmıştır."

Toplumsal değişimin ortaya koyduğu sorunlar ve bunların çözümüne dönük taleplerin karşılanmasındaki yetersizlikler ise, sistemden gelen problemleri iyice görünür hale getirmiştir. O halde başkanlık sistemine geçiş, bugün için sadece 'daha etkin bir hükümet şekli' arayışından öteye, yeni toplumsal durumun siyasal talepleriyle, eski kurumsal ilişkilerin çatışmasına dayanan sorunun çözümü halini almıştır.

Köklü değişim

Bugün siyasete ikili bir yapı söz konusudur: Bir tarafta güç kaybetse de eski alışkanlıklarını, eski çıkar ilişkilerini korumak isteyen siyasal güçler, onların bürokratik siyasal sistemdeki müttefiklerinin parlamenter sistem içinde, devlet üzerinde kurdukları iktidar yapısı; diğer tarafta ise farklılaşan toplumsal ilişkilerin, güçlenen sivil yapıların talepleri ve yeni siyaset anlayışları bulunmaktadır. Şüphesiz toplumsal düzeyde bu ikiliği çözecek olan değişim süreçleridir fakat siyasal planda bunun çözümü 'siyasi aktörlerin sorumluluğuna' girmektedir.

Şu itiraz gelebilir: 'Parlamenter sistem anti-demokratik siyasal düzenin sebebi değildir ki, başkanlık sistemine geçilerek bu sorunlar çözüme kavuşturulsun.' Burada söylenen tam olarak bunun aksi yöndedir. "Parlamenter sistem Türkiye'nin toplumsal/siyasal yapısal unsurları tarafından militarist ideoloji marifetiyle anti demokratik kurumsal yapılarla bütünleştiği için sorunlu bir bünyeye sahip olmuştur."

Başkanlık sistemi neyi çözecektir sorusunun cevabı; 'devletin milli iradeye kapalı kapılarının açılması' olacaktır. "Meclis'i etkisiz kılan dolayısıyla zaten işin başında kuvvetler ayrımına imkan bırakmayan, ideolojik devlet yapılanmasıyla bütün kuvvetleri militarist ideoloji içinde siyasal elitlerin tahakkümünde toplayan, kurumsal bir yapının tasfiyesi söz konusu olacaktır." Esasen cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesiyle bu yönde ilk önemli adım atılmış, süreç başlamış bulunmaktadır. Şimdi sıra yapısal değişime gelmiştir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber